Background Image

Sanatçının Yolu

Julia Cameron’nun “Sanatçının Yolu” kitabını aranızda mutlaka okuyanlar vardır. Bu kitap benim hayatımda büyük bir öneme sahip.

Hayatımda gerçekten tıkandığım bir dönemdeydim. Ne yapacağım konusu da hiçbir fikrim yoktu. Ne ileri gidebiliyordum ne de geriye dönebiliyordum. Adeta kendimi kapana sıkışmış gibi hissediyordum.

Yıllardır, duyup, bildiğim ama şu spiritüel şeylerden çok haz etmediğimden hep uzak durduğum bu kitabı okumaya karar verdim. Kitabı okumaya başladığımda ilk gözüme çarpan şeyler yazara sorulan bir kaç soruydu.

“Yaratıcılık nasıl öğrenilebilir ki?”

“Öğretilemez.” diyorum.

“Ben insanlara yaratıcı olmaları için kendilerini nasıl özgür kılabileceklerini öğretiyorum.”

“Ya demek hepimiz yaratıcıyız?”

“Evet.”

“Gerçekten buna inanıyor musunuz?”

“Evet.”

“Birincil hayal gücünün yaşama gücü olduğuna inanıyorum.” diyor Samuel Taylor Coleridge.

Kitap sizden açık fikirli olmanızı rica ediyor.

Yaşınız ve yaşam yolunuz ne olursa olsun, sanat ister işiniz, ister uğraşınız, ister hayaliniz olsun, yaratıcılığınız üzerinde çalışma fikri için çok geç kalmadınız fikrini de ekliyor.

“Yaratıcılığınız bir bakıma sizin kanınızdır. Nasıl ki kan fiziksel bedeninizin bir parçasıdır, sizin icat ettiğiniz bir şey değildir, yaratıcılıkta bedeninizin bir gerçeğidir. Onu icat etmeniz gerekmiyor.” diyor kitapta. Ne şahane değil mi!

‘Daha bilinçli bir ekosistemin bütün bir parçası olmak istemez misiniz?’ diye de akılları çeliyor.

Çoğumuz yaratıcı enerjimizi başkalarının yaşamlarına, umutlarına, hayallerine ve planlarına oransız bir şekilde aktararak çarçur ettik.

Gömülmüş hayallerimizi deşmeye ne dersiniz?

  • Artık çok geç demeyi durdurun.
  • Sevdiğin şeyi yapmak için para kazanmayı beklemeyin.
  • Hayallerin, düşlerin anlamsız olduğunu düşünüp aklımı başıma toplamalıyım demeyin.
  • Ailenin, arkadaşlarının senin deli olduğunu düşünmesinden korkmayın.
  • Yaratıcılığın bir lüks olduğunu düşünüp elindekiyle yetinmen gerektiği düşünmeyin.

Bu çalışmayla korkunuzu tanıma ve çözme , duygusal yaraları onarma, özgüveninizi güçlendirme, odaklanma ve iradenizi artıracaksınız.

Peki bunu nasıl yapacağız?

Bunun iki kilit aracı var: Sabah sayfaları ve sanatçı buluşması.

Sabah sayfalarını basit olarak anlatmak gerekirse; akla gelen her şeyin yazıldığı üç el yazısı sayfasıdır. Sabah sayfaları akıllıca olmak zorunda değildir, yine de bazen öyle olabilir. Ama çoğunlukla öyle olmayacaktır ve bunu sizden başkası bilmeyecektir. Sizden başka kimse okumayacaktır. Hatta siz de ilk sekiz hafta yazdıklarınızı okumayın.

Sabah sayfaları üzerinde pazarlık yoktur. Bu sayfaları atlamayın, kısa kesmeyin. Yazmak için ruh halinizin bir önemi yoktur.

Sabah sayfaları size, yargılamayı bırakmanızı ve özgürce yazmanızı öğretecektir. Yorgun, aksi, dağınık, gerilimli olabilirsiniz. Ne olmuş? Zihninizden ne geçerse üç sayfaya dökün. Hepsi bu kadar.

Sabah sayfaları içimizin haritasını çıkarır. Onlarsız düşlerimiz ve hayallerimiz bilinmeyen arazi olarak kalabilir.

Sabah sayfaları benim meditasyon yolumdur; bunu uyguluyorum çünkü gerçekten işe yarıyor. Yaklaşık iki yıldır her gün yazmaya devam ettiğimi belirtmek isterim.

Bir güvence daha size, sabah sayfaları ressamlar, heykeltraşlar, şairler, oyuncular, avukatlar, ev hanımları, kısacası yaratıcı bir şeyler yapmak isteyen herkes içindir.

Diğer yöntem olan sanatçı buluşması ise, yaratıcı bilincinizi, iç sanatçınızı beslemek için ayrılmış, örneğin haftada iki saatlik bir zaman kesimidir. Bu buluşmaya yalnızsa siz ve içinizdeki yaratıcı çocuğunuz katılır. Bir nevi kendinizle buluşma saati. Bu uzun bir kır yürüyüşü, gün batımını veya gün doğumunu sahilde tek başına izlemek, küçük bir topluluğun müziğini dinlemek, yabancı görüntüleri ve sesleri tatmak için değişik bir mahalleye gitmek veya spor yapmak olabilir.

Sanatçı buluşmalarından kaçmayın. Kendinizi tanımak ve kendinize yakınlaşmak için zaman ayırın. Sorunlu ve kaygılı olan bölgelerinizi tanımlayın ve bundan kaçmayın.

Sanatçının yolu kitabı tam on iki haftalık bir serüven. Her hafta size verilen görevler ve görevlerin sonunda tutmanız gereken raporlar var. Ben kendime bu hediyeyi ikinci kez vermek istiyorum.

Her hafta verilen görevler doğrultusunda hazırlayacağım raporları sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Eğer sizde buna katılmak isterseniz beklerim.

Mevlana “İçinizde bilmediğiniz bir sanatçı vardır… Eğer biliyorsanız, evrenin başlangıcından beri biliyorsanız hemen evet deyin.” demiştir. O zaman anlaşmayı imzalayalım. 😉

ANLAŞMA

Yasemin Karakaya olarak ben, yaratıcılığım ile yoğun ve yönlendirilmiş bir karşılaşmaya girdiğimi kabul ediyorum. On iki haftalık kursa kendimi adıyorum. Haftalık okumalarımı, günlük sabah sayfalarımı, haftalık sanatçı buluşmasını ve haftalık görevlerimi yapacağıma söz veriyorum.

Yasemin Karakaya olarak ben, bu çalışmanın baş etmem gereken konular ve duygular ortaya çıkacağını biliyorum. Kurs sırasında kendime çok iyi bakacağıma-yeterli uyku, beslenme, egzersiz ve kendimi şımartma- söz veriyorum.

İMZA

TARİH

About The Author

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top