Erteleme Nedir Ve Neden Önemlidir?

Sabah kalkar kalkmaz okunması gereken kitap listeme ve gözümün önünde dizili kitaplarıma bakınca tatildeymişim gibi davrandığımı ve onları okumayı ertelediğini fark ettim. Sonra kendime “bir tatil kasabasında olabilirsin ama sen tatilde değilsin” cümlesini hatırlatma ihtiyacı duydum.

Gerçi benim ki tam savsaklama sayılmaz onun yerine Podcast’ler dinliyorum, belgeseller izliyorum vs. diyerek gördüğünüz gibi yaptığım bu davranışı hemen rasyonalize etmeye çalışıyorum. Allah’tan bunun da beynin bir oyunu olduğunun farkındayım.

Peki farkında olmak yetiyor mu?

Hayır!

Eylem olmaz ise maalesef yetmez. O zaman savsaklamanın Prokrastineyşın kitabında okuduğum tarifini sizinle paylaşayım.

Savsaklama davranışı, yapılacak bir işin veya faaliyetin bile isteye, boş yere ertelenmesidir. Kendi gönülsüzlüğümüz dışında bizi vaktinde harekete geçmekten alıkoyacak hiçbir şey yoktur ortada.

Neden kendi hedeflerimizi gerçekleştirme uğraşımızı yine bizzat kendimiz sabote ederiz?

Bu durumda:

  • Gönülsüzlüğün, ayak diretmenin nedenini anlamamız gerekiyor.
  • Bunun üstesinden gelmemiz için stratejiler bulmamız gerekiyor.

Chicago DePaul Üniversitesinden Josep Ferrari nüfusun en az %20’sinin kronik savsaklama alışkanlığı olduğunu söylüyor. Sanki %80’nimiz normal.

Eğer bir konuda savsaklama davranışı gösterdiğinizi fark ederseniz değişim stratejisi geliştirin.

Bunun için;

  • Nelerin savsaklama sınıfında olduğunu ve savsakladığımızdaki hissimizi bilmemiz gerekiyor. Eğer savsakladığımız şey : İş, Görev, Proje, Hedef, Faaliyet her ne ise bize ne hissettiriyor hangi düşüncelere yol açıyor? Sorularına cevap verebilirsek altında yatan nedenleri fark edebilirsek konu ile ilgili çözüm üretmemiz daha kolay olacaktır kanısındayım. (Okuduklarımın yalancısıyım.)

Savsaklama Bize Nelere Mal Oluyor?

Psikolog Dr. Timothy A. Pychy “Prokrastineyşın” kitabında;

“Savsaklamak, hayatın gerçeklerinden kaçmaktır” diyor. Savsaklama davranışıyla bağlantılı ihmalkarlıklarından ötürü özellikle kişinin yas sürecinde en büyük bunalım kaynağı ve pişmanlığı olduğunu da ilave ediyor.

Savsaklama davranışının iki yönden olumsuz etkisi vardır.

  • Savsaklama strese neden oluyor ki bu da bağışıklık sistemini zayıflatarak bireyin sağlığına zarar veriyor.
  • Kronik savsaklar, egzersiz yapma, sağlıklı besleme ve yeterince uyuma gibi sağlığa yararlı davranışları gereksiz yere erteliyor.
  • Bu durumda savsaklama davranışı iş performansımıza, ruh sağlığımıza ve hatta beden sağlığımıza genellikle zarar verir.
  • Savsaklama hayatın gerçeklerinden kaçmakla ilgili bir sorundur. Kendimizin en azılı düşmanı.

Mutluluk, insanın önüne koyduğu hedefler uğruna verdiği çabada yatar. Özel olarak şu veya bu başarıyı elde etmemiz gerekmiyor. Oysa en kısıtlı en bitimli kaynak zamandır. Zaman çarçur edilmeyecek kadar değerlidir.

Öyleyse bu konuda nasıl bir değişim stratejisi uygulayabiliriz?

Öncelikle değişime yürekten inanmak gerek. İnsanın kendisiyle ilgili olumsuz düşüncelerinin kendisini aşağı çekmekten başka ona bir katkısı yok. Lütfen kendinizle ilgili olumlu cümleler kurmayı deneyin “Yapabilirim”, “Üstesinden gelebilirim” gibi.

  • Listedeki görevleri veya hedefleri savsakladığınızda ruh haliniz, sağlınız, ekonomik durumunuz, ilişkileriniz ve benzeri parametrelerin bu akımdan nasıl etkilendiğini not edin.
  • Hedefe bağlılığı güçlendirmek sağlam bir çaba gerekir. Unutmayın azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz.!

Savsaklama İle İlgili Bilmeniz Gereken En Önemli Şey Nedir?

Öz düzenleme konusundaki başarısızlığımızın bir biçimidir. Harekete geçmeye niyetleniriz fakat otokontrolü sağlayamayız.

Öz düzenleme Konusunda Neden Başarısız Oluyoruz?

Bir çok neden var elbet ama en önemli şey “Bize kendimizi iyi hissettiren şeylerin cazibesine kapılıyor oluşumuz”, hemen şimdi iyi hissetmek istiyoruz.

Yapmaya niyetlendiğimiz fakat yapmak istemediğimiz bir iş karşısında olumsuz duygulara kapılırız ve kendimizi biçare, kızgın, sıkkın, küskün, depresif, endişeli hissederiz.

Öyleyse bu konuda değişim stratejisi nedir?

“En iyisi bunu sonra yapayım” veya “içimden bunu bugün yapmak gelmiyor”. Savsaklama davranışını fark ettiğiniz anda yapmanız gereken ilk şey yerinizden kıpırdamadan öylece durmaktır. Eğer dikkatinizin yönünü değiştirirseniz geçmiş olsun kaybettiniz!

  • Eğer yapmam gereken işle ilgili hislerim olumsuz yönde ise, o halde öylece duracağım; işi rafa kaldırmak başka bir zamana ertelemek veya tüymek yok.
  • Korkumuzu inkar etmek yerine bu korkuya rağmen var olma cesaretini göstermeyi gösterirsek, başarılı oluruz.
  • Bize kendimizi iyi hissettiren şeylerin cazibesine takılırsak duygusal bakımdan meşrulaştırılır. Ve ne yazık ki ne yarın ne de öbür gün yapmayız.

Savsaklama; bugünün işini yarına, yarının işini öbür güne, öbür günün işi başka bir güne bırakmaksa eğer, sloganımız:

Yarın değil, bugün!

Sonra değil şimdi!

Bir ara değil hemen! olmalı.

Gelecekteki bir şeyi yapmaya niyetlendiğimiz andaki duygusal durumumuz genellikle pozitiftir.

Çünkü;

  • İlerdeki bir tarih olduğu için iyi hissetmemize neden olur,
  • İlerdeki bir takım faaliyetlerle uğraşırken hayal ederiz kendimizi.

Böyle bir duyguda olduğunuzu fark ettiğiniz an değişim stratejisi geliştirin.

  • Bir işi yapmak için illa canımızın istemesi gerektiğini düşünürüz. Böyle bir şey yok.
  • Elinizdeki işi yapmak için illa motive olmanız gerektiği yönündeki yanlış fikirden kurtulun ve hemen başlayın.
  • Eğer bir kere başlamaya görelim, elimizdeki işin aslında zannettiğimiz kadar berbat olmadığını hemen anlıyoruz. Araştırmalara göre keşke daha önce başlasaymışım diyenlerin sayısı çok.
  • Hemen başladığınızda sadece işe affettiğiniz nitelikler değil, kendimize atfettiklerimiz de değişir. Kendimizi daha özgüvenli ve iyimser hissederiz.

Eğer kendi kendime ‘en iyisi ben bunu sonra yapayım’ veya ‘bunu şimdi yapasım yok’ türünden şeyler söylersem o halde elimdeki işe hemen bir yerinden başlayacağım. Eskilerin dediği gibi, başlamak bitirmenin yarısıdır.

Siz muhtemelen başlayamadığınızı düşünüyorsunuz. Çünkü muhtemelen olumsuz düşüncelere odaklanıyorsunuz. Elinizdeki işin büyüklüğünü göz önüne alıp başlamak yerine, bitirmek üzerine kafa yoruyorsunuz. Oysa çözüm işin başlayabileceğiniz bir yerini bulabilmekte. Hiç başlamazsanız tıkanıp kalmayı garantilemiş olursunuz.

Lao Tzu’nun dediği gibi “Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar.”. Siz de o ilk adımı atın. Hemen başlayın.

Savsaklama Davranışı Karşısında Başlamak Neden Yeterli Değildir?

Başlamak maalesef bitirmeye yetmez. Savsaklama alışkanlığı, yalnızca bir işe başlamak ile sınırlı bir sorun değildir. Bir sürü lüzumsuz ertelemeler ağını içerir. İradeye dayalı eylemleri tutarlılıkla sürdürmek söz konusu olduğunda ne denli sağlam olursa olsun, hedefe bağlılık tek başına işe yaramaz.

Bunun için;

  • Dikkati dağıtacak şeyleri azaltmak ve proaktif olmak gerekir. (Başlamadan önce; odanın kapısını kapat, telefon zilini kapat, sosyal medya bildirimlerini kapat vb.)
  • Mesela buluşmaya davet eden arkadaşınıza işinizi yapmak istediğinizi söylemekte buna dahil.

Peki Bütün Mesele İrade Mi?

İrade kısıtlı bir kaynak; idareli kullanmak gerekir. Örneğin çok stresli ve yoğun geçen bir günün ardından egzersiz yapmak yerine televizyon izlemek daha pasif bir faaliyet olduğu için tercih edilir.

İrademizi güçlendirmede motivasyonun rolüne bakarsak,

  • Öz düzenleme gücümüz tükendiği zaman başaramayacağımızı, denemeye bile mecalimizin kalmadığını hisseder hale geldiğimize göre başarmaktan ümidi kestiğimiz zaman çaba sarf etme isteğimizin de azalacağını ön görebiliriz. Kılımızı bile kıpırdatacak halimiz yoksa bu dermanımız kalmadığından değil, canımız istemediğindendir.

İrademizi Toplayabilmek İçin Ne Yapabiliriz?

İrade kasa benzer, sözüne istinaden öz düzenleme için ara sıra küçük egzersizler yapılabilir. Omurga sağlığı için duruşumuzu düzeltmek gibi.

  • Uykunun ve dinlenmenin önemi büyük,
  • Olumlu duygulara ihtiyacımız olduğunu hatırlayalım,
  • Hedefler koymak çok önemli (çocuklar uyumuşsa egzersiz yapmak),
  • Glikoz miktarı önemli kan şekerinizi düşürmeyin, elinizin altında bir meyve olsun,
  • İçedönük biriyseniz dışadönük işler iradenizi tüketebilir, o yüzden yeniden düzenlenebilir,
  • Motivasyon düzeyimiz çok çok önemli.

Kişilik Özelliklerimiz ve Savsaklama Alışkanlığı.

Kişilik özellikleri savsaklama konusunda betimleyicidir, belirleyici değil.

  1.  Sorumluluk bilinci
  2. Duygusal dengesizlik
  3. Dürtüsellik
  4. Özyeterlilik
  5. Özsaygı
  6. Toplumsal beklentilerin şekillendirdiği mükemmeliyetçilik.

Eğer savsaklamaya yatkınsanız duygusal dengesizlik, dürtüsellik, mükemmeliyetçilik; savsaklamaya dirençli iseniz sorumluluk bilinci, özyeterlilik, özsaygınız yüksektir.

Bu tespitlerin bilimsel açıdan geçerliliği olmamakla birlikte, kişilik kuramları açısından değerli bir bilgi olduğunu söyleyebilirim.

Kişilik özelliklerimizi sabahtan akşama değiştirme gibi bir şansımız yok fakat farkındalık sahibi olup bir nebze de olsa yeniden düzenleyebiliriz.

Yeri geldiğinde daha proaktif olup, her zamankinden farklı davranışlar sergilemek için kendimizi koşullandırmış oluruz.

Yani belki de kişilik özelliklerimizin mazeret olamayacağını idrak etmeliyiz. Sınırlarımızın farkına varıp güçlü yanlarımızı ortaya çıkarabiliriz.

Savsaklama ve Online Bağlantı Yolları.

Hepimizin bildiği gibi internette hiçbir şey 2 dk. sürmez.

Savsaklama şölenine dönüştürme nedeni:

  • Bireyin başka insanlarla ilişki kurması,
  • Sosyal medyanın anında tatmin sağlaması,
  • Dikkat dağıtıcı unsurları her an erişilebilir kılması,
  • Multitasking efsanesi,

Böyle bir durumda interneti kesmek, yada erişimi kesen uygulamalar yüklemek faydalı olabilir.

Eğer hedefleri olan biriyseniz, sonunda kendinizi isteklerini gerçekleştirmiş biri olarak görmek istiyorsanız, öz değişimin hiç bitmeyen bir yolculuk olduğunu; sabır ve azim istediğini biliyorsunuz.

Buraya kadar anlattıklarınızdan öğrendiğimiz gibi insan olmamızdan kaynaklanan ve öz düzenleme konusundaki başarısızlığımızda payı olan pek çok niteliğimiz var. Örneğin biz insanlar;

  • Kendimizi hemen şimdi iyi hissetmek isteriz,
  • Uzun vadede elimize geçecek ödüllerin değerini azımsarız,
  • Plan yaparken çabucak iyimserliğe kapılırız ve gerçekleri görmezden geliriz,
  • Eylemlerimiz ile kanaatlerimiz arasındaki uyumsuzluğa asla katlanamayız ve derhal bahaneler uydurarak çelişkiyi çözeriz.
  • Kısıtlı bir irade gücüne sahibiz,
  • Dağınık ve disiplinsiz olabiliriz,
  • Değişim karşısında büyük bir direnç gösterebiliriz,
  • Dikkatimiz çabucak dağılabilir,
  • Kendimizden beklentilerimizi mantıkdışı ölçüde abartabiliriz.

Bu durumda;

  • Hepimizin savsaklama mücadele reçetesi farklı olacaktır,
  • Sabahtan akşama çözmemiz mümkün değil,

Öz değişim süreci dolambaçlı bir yoldur. Hepimiz bazı dönemlerde yılgınlığa, hayal kırıklığına, tıkanmışlık duygusuna yakalanırız. Böyle durumlarda kendimize şefkatli olalım. Fakat hatalarımızın üzerine giderek iyileştirmeye çalışalım.

3 Eylül 2020’de yazılmıştır.

About The Author

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top